Blog

Credibly reintermediate backend ideas for cross-platform models. Continually reintermediate integrated processes through technically sound intellectual capital.
Granulomatous-mastitis.jpg
22/Eyl/2018

Granülomatöz Mastit

 Tüberküloz mastiti ve idiopatik lobüler granülomatöz mastit olmak üzere iki türü bulunur.

Tüberküloz mastiti ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde ve bağışıklık sistemi baskılanmış hastalarda (AIDS, kronik böbrek yetmezliği gibi) daha sık görülür. Tüberküloz mastitinde meme derisinde apsenin ağızlaşması şeklinde fistül görülmesi, memede kitle, koltukaltında akıntılı kitle veya apse gibi klinik tablolar görülebilir.

Tanı için apse veya memedeki ya da koltuk altındaki kitleden alınan örneklerin tüberküloza yönelik özel testlere tabi tutulması gerekir. Son yıllarda yaygınlaşan PCR testi gibi genetik bazı testler daha duyarlı sonuçlar veriyor.

Tüberküloza yönelik testleri negatif çıkan hastalarda, apse drenajı ve antibiyoterapiye rağmen tekrarlayan meme apseleri görülüyorsa ve klinik şüphe varsa, testlerle tanısı konamayan bir tüberküloz düşünülebiliyor ve buna yönelik ilaç tedavisi, antibiyotik uygulanabilir.

Sık sık apse drenajına ve ilaç tedavisine rağmen tekrarlayan tüberküloz mastitlerinde ise cerrahi girişimle memeden apse bölgesinin çıkartılması düşünülebilir.

İdiyopatik granülomatöz lobüler mastit   genç doğurma çağındaki hastalarda sık görülür. Memeye yönelik bağışıklık sistemi elemanlarının normalin üzerinde reaksiyon göstermeleri sonucu (otoimmün) oluştuğu düşünülüyor ve/veya geçirilmiş enfeksiyon, travma suçlanabiliyor.

Gerek klinik gerekse radyolojik (ultrasonografi, mamografi, manyetik rezonans görüntüleme) olarak meme kanseriyle (özellikle inflamatuvar meme kanseriyle) ve tüberküloz mastiti ile sıklıkla karışabilir.

Bu tür hastalarda da apse drenajı ve antibiyoterapiye rağmen tekrarlayan meme abseleri görülebilir. Apse veya dokudan alınan örneklerde tüberküloz testleri negatiftir. USG, MMG, meme MRI tetkiklerinde de kanserden ayrım yapılamayabilir. Kesin tanı için alınan şüpheli meme dokusunun inceleme için mutlaka patolojiye gönderilmesi gerekir.

  • Genellikle sebebi bilinmez idiyopatik oç
  • Gebelikte veya yüksek prolaktin düzeyi olan kadınlarda veya
  • Sistemik granülomatöz bir hastalığın memede ki göstergesi

Granülamotöz mastitler nasıl tedavi edilir?

Tedavide, erken ufak kitleli hastalar kısa bir süre gözlemlenebilir. Bu tür memede kitleler kendiliğinden sadece antibiyotik ve ağrı kesici ilaçlarla gözlem sırasında kaybolabiliyor.

Zeminde apse varsa, apse boşaltılabilir ve mikrobiyolojiye gönderilebilir. Bu tür tedavilere rağmen memede kitle kaybolmuyorsa; memede kitle tek, sınırlı ve ufak bir kitleyse cerrahi olarak çıkarılabilir.

Büyük veya birden fazla kitle mevcutsa steroid gibi bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlara başlanmalı. Bu tür ilaçlar en az 6 hafta, toplam 3-4 ay uygulanmalı. Hastalar 3 haftalık aralıklarla kontrol edilmeli. Bu tür bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlara başlanmadan önce hastanın tüberküloz olmadığından emin olunmalı. Bu kitleler kortizon tedavisine cevap verir ve küçülürse cerrahi olarak tamamen çıkarılabilir.

Memede yaygın ise sadece kortizon tedavisi uygulanır, olumlu cevap alınmışsa ve memede kitleler yok olmuşsa hasta bu şekilde gözlemlenir ve takip edilir. Kortizona iyi cevap alınmamışsa benzer başka bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar denenebilir.


meme-absesi.jpg
22/Eyl/2018

Laktasyonel (Emzirmeye bağlı) mastit

Meme apseleri ve mastit sıklıkla emziren kadınlarda en sık 1. haftada  görülür. Emziren kadınlarda emme travmasına bağlı olarak tahriş olan meme başından  içeri giren bakteriler memede enfeksiyona (Mastit),  sonrasında da apseye sebep olurlar.

Mastit ve apse meme cildinde kızarıklık, şişlik, ağrı ve ateş ile kendini belli eden bir tablodur. Mastit gelişen kadınların %11’de meme apsesi gelişir.       Mastit antibiyotiklerle tedavi edilebilen bir durumken apse gelişimi cerrahi tedavi gerektiren bir durumdur. Meme apseleri anestezi altında boşaltılmalıdır (Drenaj). Apse drene edildikten sonra yaranın dikilmemesi ve aralıklarla pansuman gereklidir. Bu apsenin oluşturduğu boşlukta birikecek sıvıların dışarı boşalabilmesi ve apsenin tekrarlamaması için gereklidir. Apse drenajı sonrasında da antibiyotik tedavisi gereklidir.

Emzirme tekniğinin etkinleştirilmesi ve annelerin el dezenfeksiyonuna dikkat etmesi mastitin önlenmesinde yararlıdır

Göğüs kanalı tıkanıklığının belirtileri:

  • Memede ağrılı sertlikler oluşması
  • Memenin bir bölgesinde olağandışı sıcaklık hissi
  • Aynı bölgede kızarıklık ve ağrı
  • Emzirme sonrası genel bir sertlik hissi
  • Halsizlik

Mastiti azaltabileceğiniz bazı öneriler:

  • Bebeğinizi her iki memenizden de sık sık – her 2-3 saatte bir (gece de dahil) emzirerek sorunlu memeyi boşaltın ve emzirmediğiniz zamanlarda sütünüzü sağın.
  • Daha fazla dinlenmeye çalışın.
  • Sorunlu bölgeye ıslak ya da kuru sıcak uygulama yapın (ör. sıcak su torbası, sıcak kompres ya da duş almak gibi)
  • Emzirmeden önce ve emzirdikten sonra ağrılı bölgeye göğüs duvarından meme ucuna doğru masaj yapın
  • Dar kıyafetler giymekten kaçının.

Eğer göğsünüzde;

  • 8 – 24 saat içerisinde bir iyileşme olmazsa,
  • Ateşiniz 38.4°C’yi aşarsa,
  • Sütünüzde iltihap ya da kan görürseniz,
  • Memenizde kırmızı çizgiler oluşursa,
  • Grip benzeri semptomlar gelişirse,
  • emzirirken kullanabileceğiniz bir ilaç yazması için hekiminize görünmeniz gerekmektedir

Mastitin nedenleri:

Aniden sütten kesme ya da düzensiz emzirme sonucu süt kanallarının dolması ya da tıkanması

Dar kıyafetler ya da memeye baskı uygulama

Bebeğin memeyi yeterli ve doğru tutamaması

Meme uçlarındaki yara ve çatlaklardan dolayı emzirememe

Sütün etkili bir biçimde boşaltılması büyük önem taşır ve doğumun ilk günlerinden itibaren herhangi bir kısıtlama olmaksızın emzirmek de göğüslerinizi boşaltmanıza yardımcı olacaktır. Anemik, bitkin ya da aşırı yorgun olmanız enfeksiyonlara direncinizi azaltabilir.

Emzirme dönemindeki meme iltihabı (mastit) tedavisi  – Mastit krizi sırasında bebeğinizi emzirmek

Mastitiniz varsa bile memede apse gelişme olasılığını azaltmak için emzirmeye devam etmeniz önem taşır. Sütünüzde bebeği enfeksiyondan koruyan antikorlar bulunduğundan bu dönemde emzirmenin bebeğinize bir zararı olmaz.

Mastit genellikle tek memede oluşur. Önce mastitli memeden emzirmeniz tavsiye edilmektedir. Sütünüzün tadı biraz tuzlu olabileceğinden, bebeği memeyi almaya teşvik etmek için farklı emzirme pozisyonları denemeniz faydalı olabilir. Ayrıca bebeğiniz emdikten sonra da göğsünüzü sağmanız, süt kanallarınızı daha etkin boşaltmanızı sağlayacaktır. Eğer bebek memeyi yine de almak istemiyorsa birçok annenin yaptığı gibi sütünüzü sağabilirsiniz. Böylelikle, genellikle bir hafta içerisinde sütteki tuzluluk kaybolana kadar süt üretiminizi devam ettirebilirsiniz.

 Periduktal mastit

Emzirme dışı memede oluşan mastitlerdendir. Meme başı etrafında başlayan ve süt kanalları çevresinde gelişen bir iltihap. Yüzde 90 sigara ile ilişkili olup yaş ortalaması 35 olan genç hastalarda görülüyor. Sigaranın meme başı ardındaki süt kanallarında tahribata yol açtığı ve mikroplara karşı eğilimi artırdığı düşünülüyor.

Başlangıçta sadece areola kenarı eritem ve şişlik görülür. Sadece antibiyotik kullanımı bu semptomları geriletebilir. Ultrason gibi görüntüleme tetkiklerinde apse saptanırsa apse drenajı gerekiyor. Sadece drenaj sonrası nüks riski yüksek olduğundan sık sık tekrarlayan apse ile gelen hastalarda, meme başı ardındaki süt kanallarını çıkarmaya yönelik bir ameliyat yapılır.

Şeker hastalığı, kronik böbrek yetmezliği ve kemoterapi gören, bağışıklık sistemi baskılanmış, düşkün hastalarda meme başından uzak bölgelerde apse (periferik nonlaktasyonel meme enfeksiyonları) gelişebilir. Bu durumda yine tedavide apseyi boşaltıp antibiyotik tedavisi uygulanması gerekir. Tüm hastaların yaşına ve muayene bulgularına göre, görüntüleme tetkiklerinde kanser şüphesi varsa abse veya iltihaplı bölgeden mutlaka biyopsi almak gerekir.

Mastit meme kanserine yol açar mı?

Sorusu kafaları karıştırıyor. Meme kanseri oluşma mekanizmalarında elbette meme dokusu zedelenmesi rol oynar. Ancak mastitin mem kanserine yol açtığına dair yeterli bilimsel veri yoktur. Sadece mastit ve meme kanserinin aynı hastada aynı anda bulunma olasılığı olduğu için mastit hasta tarafından önemsenmeli ve Genel Cerrahi Uzmanından yardım alınmalıdır.

Meme Apsesi, Belirtileri ve Tedavisi

Meme apsesi memede toplanmış bir infeksiyon olmaktadır. Mastit erken tedavi ve yeterli tedavi yapılmadığı takdirde meme apsesine dönüşmektedir.


radyal-skar.jpg
22/Eyl/2018

RADİAL SKAR

Radial skar da papillom gibi süt kanalı duvarından oluşur. Meme dokusu içinde çevreye yayılan uzantıları vardır. Çoğunlukla kanser değildir Mamografide kansere benzerlik gösterebilir; bu nedenle cerrahi olarak çıkartılarak kanser olasılığı ortadan kaldırılır. Yapılan bazı çalışmalarda meme kanseri riskinin arttığı gösterilmiştir. Bu nedenle bu hastaların düzenli takip edilmesi önerilmektedir.

Radial skar. Memenin klinik ve radyolojik olarak meme kanseri ile karışabilen lezyonlarıdır. Meme kanseri ile birlikte görülebilir, cerrahi olarak çıkarılması önerilir.

RADYAL SKAR

Radyal skarın sklerozan adenozisin bir varyantı olduğu düşünülmektedir. Santral skleroz ve değişen derecelerde epitelyal proliferasyon, apokrin metaplazi ve papilloma formasyonu ile karakterizedir. Radyal skarlar 1 cm üzeri büyüklükte ise kompleks sklerozan lezyon adını alır. Sklerotik bir merkeze uzanan tubüler çizgisel yapılardan oluşur. Lezyonun periferindeki duktuslar fibrokistik değişiklikler gösterirler. Radyal skarın önemi radyolojik olarak tubuler meme kanserine çok benzemesinden kaynaklanır. Bazı yayınlarda bu iki patolojinin beraber olduğunu ve radyal skarların mutlaka çıkarılması gerektiğini savunmaktadır. Radyal skarın diğer spiküle malign lezyonlardan ayırıcı özellikleri santral radyolusend alan içermesi, cilt ve meme başı retraksiyonu yapmamasıdır. Ancak bunlar malignite yönünden klinik şüphe varlığında biyopsi gereğini ortadan kaldırmaz .

Radyal Skar ve Kompleks Sklerozan lezyonlar

  • Santral bir fibrozis ve elastozis çevresinde kistler, apokrin metaplazi, epitel hiperplazileri ve intraduktal papiller oluşumun olduğu lezyondur
  • 1 cm altında ise “radyal skar”, daha büyük ise “kompleks sklerozan lezyon” ismini alır.
  • Radyal skar kitle yapmaz, kanser gelişimi açısından önemi bilinmez, patolojik açıdan kanser ile ayırıcı tanısı

Radyal skar nedir?

Radyal skar da papillom gibi süt kanalı duvarından oluşur. Meme dokusu içinde çevreye yayılan uzantıları vardır. Çoğunlukla kanser değildir. Radial skar, memenin klinik ve radyolojik olarak meme kanseri ile karışabilen lezyonlarıdır. Meme kanseri ile birlikte görülebilir, cerrahi olarak çıkarılması önerilir.


atipi-iceren-olusumlar-1200x675.jpg
22/Eyl/2018

Atipik duktal hiperplazi, atipik lobüler hiperplazi

Memede saptanan bazı kitlelerden veya oluşulmandan alınan biyopsi sonucunda atipi hücre çoğalması saptanabilir. Bu değişikliğin olduğu oluşumlarda meme kanseri riskinde artış vardır. Bu artış eğer aile yakınlarında meme kanseri olan kişilerde saptanırsa bu kişilerde meme kanseri gelişme riski daha da artar. Bu kişilerin yakından takip edilmesi gerekir.

Atipik duktal hiperplazi

Memedeki hücreleri etkileyen kanser öncüsü bir değişimdir, atipik hiperplazi.

Atipik: tipik olmayan, normal olmayan.

Hiperplazi: Hücrelerin sayıca artışı.

Kanallarda görülürse atipik duktal hiperplazi, lobüllerde görülürse atipik lobüler hiperplazi denir.

Atipik hiperplazi kanser demek değildir. Sadece anormal hücreler ya süt kanalları ya da süt salgılayan lobül içerisinde sayıca artmış demektir. Ve bu durumun varlığı hayat boyu meme kanseri gelişim riskini arttırır. Bu nedenle bu tanıyı almış hastaların yakın takibi gerekir.

Eğer hücrelerdeki atipi ve hücre bölünmesi artarsa o zaman “carcinoma in situ” (kanal ya da lobül yapısına sınırlı kanser- noninvaziv kanser) denir. Kanser (invaziv kanser) gelişim riski daha da artar.

Atipik Lobüler Hiperplazi

Atipik hiperplazi memedeki hücreleri etkileyen kanser öncüsü bir değişimdir.

Atipik: tipik olmayan, normal olmayan.

Hiperplazi: Hücrelerin sayıca artışı.

Kanalın içini döşeyen hücrelerin sayıca artışı duktal hiperplazi olarak adlandırılır.

Kanallarda atipik hücrelerin eşlik ettiği duruma atipik duktal hiperplazi denir. Süt salgılayan lobüllerde görülürse atipik lobüler hiperplazi denir.


İntraductal-papilloma-1200x676.jpg
22/Eyl/2018

İNTRADUKTAL PAPİLLOM

Papillomlar büyük süt  kanalların iyi huylu tümörleridir. Çok hafif de olsa meme kanseri riskinde artış vardır. İntraduktal papillomlar meme başını yakın yerleşimli ise kanlı akıntıya sebep olabilirler. İntraduktal cerrahi olarak çıkarıldıktan sonra patolojik inceleme ile kesin tanıları konulmuş olur.

Genellikle 1-2 cm boyutlarındadır. Bazen 4 cm boyuta kadar ulaşabilir. Bazen aynı kanal içinde birden fazla çok sayıda olabilir (papillamatozis). Meme başından uzak yerleşimli ve birden fazla papilloma bulunması kanseri açısından risk oluşturur. Bu nedenle mutlaka uzman bir hekime başvurulmalıdır.

Tedavi olarak cerrahi olarak çıkartılması önerilmektedir.

İntraduktal Papillomlar (İDP) bening meme lezyonlarındandır. İntraduktal papillom süt kanallarından kaynaklanan, kanser olmayan, siğile benzer şekilde büyüyen oluşumlardır. En sık 50 yaşından sonra 5-6. dekatta görülür. Literatürde bildirilmiş az sayıda yaşlı vaka vardır.


YAG-NEKROZU.jpg
22/Eyl/2018

Meme Kanserini Taklit Eden Yağ Nekrozu

Memenin yağ dokusunda gelişen iltihap oluşturmayan lezyonu olup, radyolojik ve klinik açıdan meme kanserini taklit etmesi veya var olan bir kanseri gizleyebilmesi nedeniyle tanınması önem taşımaktadır.  Ana sebebi travmadır.

Yağ nekrozu sıklıkla ağrısız, yuvarlak görünümlü lezyonlardır. Sıklıkla iri memeli ve kilolu bayanlarda travmaya yanıt olarak gelişir.

Yağ nekrozları kanserle ilişkili lezyonlar olmasa da lezyonları doktor tarafından değerlendirilmesi ve karakterinin tanımlanması önemlidir.


meme-basi-akintisi.jpg
22/Eyl/2018

Meme Başında Değişiklikler ve Meme Ucunun İçeri Çekilmesi Ya Da Düzleşmesi

Meme başı değişiklikleri sıklıkla memede oluşan yeni bir olayı gösterirler. Meme başında olabilecek başlıca 2 problem meme başı akıntısı ve meme başının içeri çökmesidir. Meme başının içe çökük olması doğumsal ya da sonradan olabilir. Hayatın bir döneminde yeni oluşan meme başı çöküntüleri sıklıkla akla meme içerisinde yeni bir olay meydana geldiğini gösterir.

MEME BAŞI AKINTISI

Meme başı akıntısı meme ucundan gelen herhangi bir sıvıyı ifade eder. Memenin bir salgı bezi olması nedeni ile zaman zaman meme başından akıntı gelebilir.

Memenin bir salgı bezi olması nedeni ile zaman zaman meme başından akıntı gelebilir. Meme başı akıntısı meme ucundan gelen herhangi bir sıvıyı ifade eder. Hamile veya emzirenler dışındaki, meme başı akıntıları bir doktor tarafından değerlendirilmelidir. Çoğu zaman önemli olmamakla birlikte nadir de olsa bir kanser belirtisi olabilir; bu nedenle uzman bir hekim tarafından değerlendirilmesi gerekir.

Meme başı akıntısı nedir?

Gebelik sonrası  süt verme durumu yoksa,  meme başından gelen sıvı meme akıntısı olarak kabul edilmelidir. Meme başında süt kanallarının açıldığı yaklaşık 10 kadar ağız vardır. Meme başından gelen akıntı tek yada daha çok ağızdan gelebilir. Tek bir memeden veya her iki memeden gelebilir. Akıntı bazen kediliğinden gelebilir, bazen de meme başını sıkınca gelebilir.

Meme başı akıntısı ne renk olur?

Meme başı akıntısı beyaz süt rengi, sarı, yeşil, koyu yeşil, siyaha yakın, koyu kahverengi, su gibi berrak, kan gibi kırmızı olabilir. Kıvamı su gibi akıcı olabilir veya koyu kıvamında olabilir.

Meme başı akıntısı hangi yaşlarda ortaya çıkar?

Yaş ilerledikçe meme başından akıntı gelme olasılığı artar. Daha çok doğum yapmış kadınlarda, meme başı akıntısı daha fazla olur.

Meme akıntısı varsa cevaplanması gereken sorular:

Akıntı tek memeden mi yoksa her iki memeden mi geliyor?

Eğer her iki memeden birden akıntı varsa bu daha çok tüm vücudu ilgilendiren bir sistemik bir sorunu gösterir. Eğer tek memeden ise daha çok sadece meme ile ilgili bir sorundan kaynaklanıyor olabilir.

Akıntı tek memeden geliyorsa sadece bir ağızdan mı geliyor yoksa birkaç ağızdan birden mi geliyor( tek bir nokta veya birkaç nokta)?

Eğer tek bir noktadan(süt kanalı ağzı) geliyor ise akıntının tek bir süt kanalını ilgilendiren bir sebepten olma olasılığı vardır. Birden fazla ağızdan geliyorsa bu daha çok sistemik bir sorunu akla getirir.

Akıntı ne renktedir?

Sarı, yeşil, kahverengi akıntılar genellikle önemli bir sorunu göstermez.  Eğer akıntının rengi kırmızı kan rengi ise veya su gibi berrak ise mutlaka bir hekime başvurmak gerekir. Az da olsa meme kanseri bulgusu olabilir.

Akıntı kendiliğinden mi yoksa meme başı sıkılınca mı geliyor?

Meme başı sıkıldığında birçok memeden akıntı gelebilir. Bu fazla önem taşımaz. Kendiliğinden gelen akıntı daha büyük önem taşır.

Hangi akıntı meme kanseri bulgusu olabilir?

Tek memeden gelen ve sadece bir noktadan gelen kanlı veya su gibi berrak akıntının meme kanseri bulgusu olması ihtimali vardır. Fakat meme başından akıntı gelen her kadının uzman bir hekim tarafından değerlendirilmesi gerekir.

Meme başı akıntısının sebebi ne olabilir?

Öncelikle akıntının şekli rengi, tek memeden mi geliyor her iki memeden mi geldiğine göre araştırma yapılmalıdır. Çoğu kez meme başından gelen akıntı normal kabul edilir.

İntraduktal Papillom

Süt kanalı içinde gelişen, iyi huylu lezyonlardır. Yaklaşık %44’lük oranla meme başı akıntısının en sık nedenidir. Akıntı genellikle kanlı, tek taraflı ve kendi kendinedir. İntraduktal papillom genellikle tektir ve meme başına yakın büyük kanallarda lokalizedir. Tedavisi içinde yer aldığı süt kanalı ile birlikte cerrahi olarak çıkartılmasıdır

Duktal Ektazi

Meme başının altında yer alan süt kanallarının genişlemesidir. Östrojen ve progesteron seviyelerindeki düzenli değişikliklere cevap sonucunda kanal içindeki salgının artması sonucu oluşur. Genellikle doğum yapmış ve emzirme hikayesi olan kadınlarda görülür. Yaklaşık % 23’lük oranla 2. sıradadır. Akıntının rengi değişiktir (yeşil, sarı, beyaz, kahverengi, yeşil-siyah), iki taraflıdır ve kendi kendinedir. İyi huyludur ve kanser ile ilişkisi gösterilmemiştir. Nadiren tedavi amacıyla akıntının geldiği kanalların cerrahi olarak çıkarılması gerekebilir.

Süt kanalı genişlemesi

Meme başından gelen akıntıların en sık sebebidir. Nedeni tam olarak bilinmiyor.  Bu durumun herhangi bir tedavisi yoktur. Özellikle sigara içen kadınlarda meme kanalı genişlemesi olduğunda enfeksiyon riski artmaktadır.

Travma

Göğüs bölgesine yönelik bir travma bazen meme başından akıntı gelmesine neden olabilir. Bu memedeki doku hasarına bağlı olarak ortaya çıkar. Bazen kanlı da olabilir. Genellikle bu akıntı kendiliğinden gelen bir akıntıdır. Travmanın etkisine göre birkaç haftada kendiliğinden geçer

Prolaktin hormonu yüksekliği

Prolaktin hormonu beyinde hipofiz denilen yerde yapılarak kana salgılanır. Doğum sonrası memeden süt gelmesi için gerekli bir hormondur. Bazı hastalarda hipofiz bezinde kanser olmayan bir büyüme söz konusu olabilir, ve prolaktin hormonu salgısı artar. Buna bağlı olarak meme başı akıntısı ortaya çıkabilir. Kanda prolaktin seviyesi ölçülerek buna yönelik bir tedavi önerilebilir.

Abse

Bazen meme içinde ortaya çıkan bir abse süt kanalına açılabilir ve bunun sonucu meme başından iltihap gelebilir. Böyle durumlarda memede ağrı, ateş, kızarıklık gibi enfeksiyon bulgularının da olması gerekir. Antibiyotik uygulanır ve gerekirse absenin cerrahi olarak açılması gerekir

Fibrokistik değişiklikler

Meme başı akıntılarının yaklaşık % 16’sını oluşturur. Akıntı, renksiz veya açık yeşil, iki taraflıdır ve kendi kendine değildir. Periyodik meme ağrısı ve mensturasyon öncesi dolgunluk hikayesi vardır. Fizik muayenede nodularite ve kistler ele gelebilir.

Kullanılan bazı ilaçlar

Bazı doğum kontrol ilaçları,  bazı tansiyon ilaçları, bazı mide ilaçları,  bazı bulantı ve reflü ilaçları, psikiyatrik ilaçlar meme başı akıntısına sebep olabilirler. Kullanımları kesildiğinde akıntı da kesilir.

Kanal içi iyi huylu tümörler

Süt kanalı iç duvarından kaynaklanan papillom denilen bir oluşum da meme başından akıntıya neden olabilir. Su gibi berrak veya kanlı bir akıntı olabilir. Meme başından gelen kanlı akıntının en sık rastlana sebebidir. Cerrahi olarak çıkartılarak tedavi edilir.

Meme kanseri

Meme başından gelen her kanlı akıntı kanser değildir, fakat her kanlı akıntının  mutlaka incelenerek kesin teşhisin konulması gereklidir.

Paget Hastalığı

Memenin farklı yapıdaki bir kanser türüdür. Meme başı ve çevresinde yanma, kabuklanma, kaşıntı, sulanma gibi bulgular ile ortaya çıkar. Kanser dokusu meme başındaki kanallardan dışarı doğru çıkıntı yapar. Egzama ile karıştırılabilir. Uzun süren meme başı ve çevresinde yanma, kabuklanma, kaşıntı, sulanma gibi bulgular olan kişiler mutlaka bir hekime başvurmalıdır.

Erkeklerde meme başı akıntısı

Erkeklerde meme başı akıntısı normal bir bulgu değildir. Meme kanseri olasılığı yüksektir. Mutlaka bir uzman hekim tarafından görülmelidir

Emzirme sırasında görülen kanlı akıntı

Emzirme sırasında süt kanalında iritasyona veya enfeksiyona bağlı olarak meme başından kanlı akıntı gelebilir. Kısa bir sürede (1 hafta) kendiliğinden geçer. Aksi halde uzman bir hekime başvurulmalıdır.

Meme Başı Akıntısı Teşhis nasıl konur?

Meme başı akıntısı olan her kadın mutlaka uzman bir hekim tarafından değerlendirilmelidir. Hekim muayenesinden sonra hekiminiz gerekli görürse akıntıdan bir parça incelemek üzere patoloji laboratuarına gönderilebilir. Her meme akıntısının patoloji incelemesi gerekmeyebilir. Bunu hekiminizin karar vermesi gerekir. Mamografi ve meme ultrasonu çekilerek akıntıya sebep olan bir sorun var mı araştırılır.

Ayrıca bazı gerekli durumlarda bazı hormonlar incelenerek akıntının sebebi araştırılır.

Bazı durumlarda meme başından akıntının geldiği ağızdan ilaç verilerek film çekilir. Buna galaktografi denir.

Meme Başı Akıntısı Tedavisi nasıl yapılır?

Çoğu kez meme akıntısının tedavisine gerek yoktur.  Öncelikle altında kanser veya yapısal bir bozukluk var mı araştırılır, eğer önemli bir sebep yok ise tedavi etmeye gerek yoktur.

Eğer akıntının sebebi sistemik bir nedene bağlı (kanda prolaktin yüksekliği, bazı hormonal değişiklikler, kullanılan ilaçlar) ise buna yönelik tedavi uygulanır.

Eğer kanal içinde bir kitle (papilloma) saptanmış ise cerrahi olarak çıkartılması önerilir.

Eğer akıntının sebebi meme kanseri ise buna yönelik tedavi uygulanır.

Aşağıdaki durumlarda meme başı akıntısı kanser habercisi olabilir. Mutlaka doktorunuza başvurunuz.

  • 40 yaşından büyükseniz,
  • Akıntı tek taraflı ise,
  • Kendi kendine oluyorsa,
  • Su gibi berrak veya kanlı ise,
  • Kitle eşlik ediyorsa,

MEME BAŞININ İÇERİ ÇÖKMESİ

 

Meme Başının İçeri Çökmesi Nedir?

Meme ucunun dışarı çıkık olması gerekirken geçici ya da kalıcı olarak meme içine gömülü olması durumuna verilen isimdir.

Meme Başının İçeri Çökmesi Neden Oluşur?

Çökük meme ucu yapısal (doğumsal) olabilir ya da sonradan gelişebilir. Gebelik ve emzirme ile, memenin büyümesi ve sarkmasında, meme travmaları ya da enfeksiyonlarını takiben gözlenebilir. Özellikle dikkat gerektiren önceden yokken meme başı çöküklüğü ve çekintisinin oluşmasıdır.  Bu durumda memede  tümöral kitle ve enfeksiyöz durumların araştırılması gerekir.

Meme Başının İçeri Çökmesi kimlerde görülür?

Kadında olduğu gibi erkekte de çökük meme ucu ile karşılaşılabilir. Tüm kadınların yaklaşık % 10 unda meme başı çöküklüğü olabilir.

Meme Başının İçeri Çökmesi farklı derece ve şekillerde olabilir mi?

Hafif seviye diye nitelenebilecek çökük meme ucu olgularında, meme ucu çevresine basılarak ya da masajla, bazen de kendiliğinden meme ucu dışarı çıkar. Bu hastaların bir çoğunda süt kanalları etkilenmemiştir ve emzirme mümkündür.

Orta düzeydeki çökük meme ucu olan kişilerde, meme ucu biraz zorlama ile de olsa dışarı çıkartılabilir, ancak çevreye yapılan baskı ya da çekme etkisi geçince yeniden içeri gömülür. Bu grup hastalar bazen zorluklar yaşasa da emzirebilir. Gömülü meme başına ulaşan süt kanalları kısmen sertleşmiş ve kısalmıştır. Meme ucu gömülü olan kadınların büyük çoğunluğu bu gruptadır.

Ağır seviyede diye nitelenen gömülü meme uçlarında, masaj ya da dışarı çekme ile meme ucu nadiren dışarı çıkarılabilir. Bu grupta meme başına gelen süt kanalları gelişimsel olarak özelliğini yitirmiştir ve bant tarzındadır. Hastaların emzirmesi neredeyse imkansızdır. Meme başının içeri gömülü hali, bu bölgedeki enfeksiyon ve hijyen sorunlarının görülme sıklığını artırır.

Meme Başının İçeri Çökmesi nasıl tedavi edilir?

Hafif ve orta seviyede meme ucu çöküklüğünde genellikle tedavi gerekmez, tedavi ihtiyacı halinde cerrahi girişim yerine masaj, özel pompalar, meme ucu çevresinin uyarılması, meme kahverengi alanına bası yapan medikal malzemeler kullanılabilir. Ağır ya da ciddi meme ucu çöküklüğünde , meme başına gelen süt kanalları meme ucunu çeken ana neden olduğundan ve emzirme için gereken sütü taşıma vasfını yitirdiğinden, cerrahi yöntemlerle içeriden kesilir.

Meme Başının İçeri Çökmesi Durumunda hastalar nelere dikkat etmelidir?

Kısa sürede ortaya çıkan ilerleyici durumlarda, memenin araştırılması gerekir. Yapısal olarak bu duruma sahip anne adayları, doğum sonrası uygun yöntemlerle bebeğini emzirebilir. Bebeğin meme başı dışında, kahverengi bölgeyi emecek şekilde beslenmesi, süt vermeyi kolaylaştırır. Ciddi meme ucu çöküklüğü olanların bu bölgenin temizliğine çok daha dikkat etmesi, olası enfeksiyonları önleyicidir.

Memede şekil bozukluğu tedavisi

Memelerinizde bir asimetri veya şekil bozukluğu fark ettiyseniz kendi kendinize meme muayenesi yapmanızda fayda vardır. Memenin tamamen olmadığı ya da az geliştiği durumlarda, meme altı kas dokusu varsa, meme protezinin kas altına yerleştirilmesi büyük oranda güzel görünüm sağlar. Meme başı da yok ise o da ikinci bir seansta oluşturulabilir. Bu durumlar genellikle genetik bir bozukluğa bağlıdır. Poland sendromu dediğimiz vakalarda meme altı göğüs kası da yoktur ve aynı taraf elde de bazı deformiteler eşlik edebilir. Çok zayıf ve atrofik derili kişilerde meme protezinin kas altına konulması gerekir. Bu durumda sırt ya da karından doku nakli gerekir. Bu da daha uzun iyileşme süreci ve ek şekillendirme işlemlerinin yapılması anlamına gelir.

Küçük Meme

Özellikle genç kızlarda ciddi ruhi sıkıntıya neden olabilecek bu durum pek çok kez buluğ çağı bittikten sonra tam gelişimin tamamlanması ile, kilo alma ve doğum yapma ile ortadan kalkar.

Büyük Meme

Genelde 800 gram üzerinde olan meme dokusu büyük olarak kabul edilir. Makromasti, eğer 1200 gr üzerinde ise dev meme (Gigantomasti) olarak adlandırılır.

Erkekte Meme Gelişimi

Doğumsal olarak karşılaşılabilen, anatomik ( Şekilsel) bir sorundur. Görünümü etkilediği gibi, emzirme döneminde meme başının dışarıya çıkmaması, bebeğin memeyi emememesine sebep olabilir.

İçeri Çekik Meme Başı

Östrojen hormonu kadınlık fonksiyonlarını belirleyen en önemli hormondur. Yumurtalıklardan bol miktarda salgılanan östrojen, en güçlü etkisini kadının üreme fonksiyonuna sahip olduğu yaş döneminde gösterir.


fibroadenom-nedir-1330_750-1200x677.jpg
22/Eyl/2018

Memenin İyi Huylu Tümörleri: Fibroadenomlar Nedir ? Nasıl Tedavi Edilir?

Fibroadenomlar genellikle 1-2 cm boyutunda, hareketli, iyi sınırlı, kauçuk kıvamında, düzgün şekilli, sıklıkla 15-25 yaş arası bayanlarda görülmelerine rağmen tüm yaşlarda görülebilen iyi huylu meme kitleleridir.

Fibroadenomlar hiçbir yaşta meme kanseri riskini arttırmazlar. Ancak çok ender olsa da meme kanserleri fibroadenomlara benzer görüntü verebilirler. Bu yüzden hastaların bir hekim tarafından değerlendirilmesi gereklidir.

Fibroadenomlar sıklıkla ultrasonografik değerlendirmede tespit edilen, ortalama 1-3 cm büyüklüğünde, düzgün sınırlı kitlelerdir. Ultrasonografik değerlendirme fibroadenomların değerlendirmesinde en güvenilir yöntemdir. Bu fibroadenomların mamografide görülmeyeceği anlamına gelmez.

Fibroadenom sıklıkla genç bayanlarda görüldüğü ve genç bayanlarda memenin yoğunluğu mamografik değerlendirmenin kalitesini düşürmesi fibroadenomların mamografide görülmemesine sebep olabilir

Fibroadenomlar tedavi edilmeli midir?

Bu birden fazla faktöre bağlıdır. Fibroadenomun boyu, yerleşim yeri, ağrılı olup olmaması, hastanın bu lezyona verdiği tepki, takipte fibroadenomun büyüme hızı, meme büyüklüğü tedavi seçeneklerini belirleyecektir. Büyük fibroadenomların meme kanserine öncü olma riski olan “Filloides Tümör” le karışabileceği unutulmamalıdır. Bunun dışında hızlı büyüyen fibroadenomlar da kozmetik ve/veya tedbir amaçlı çıkarılmalıdır. Çıkarılmayan fibroadenomların da belirli periyotlarla takip edilmesi gereklidir.

Şu durumlarda fibroadenomların ameliyatla alınması gerekir

  • Boyu 5 cm’e ulaşmış ise
  • Kısa sürede hızlı büyüme gösteriyorsa
  • Ultrason görüntüsü olarak kompleks fibroadenom veya şüpheli bir görüntüsü varsa
  • Kişinin günlük hayatını etkileyecek kadar ağrı veya kozmetik bozukluk oluşturuyorsa

fibrokistik-degisiklikler.jpg
21/Eyl/2018

Fibrokistik Meme Ağrısı

Fibrokistik değişiklikler memede en sık görülen rahatsızlıklardan biri.Ağrı, yanma hissi ve memede kitlelerin ele gelmesiyle kendini gösteriyor..İçi sıvı dolu keselere kist adı verilir. Memedeki kistler sıklıkla menapozdan önce veya hormon tedavisi alan kadınlarda görülürler.

Memedeki kistler menapoz sonrası dönemde kaybolma eğilimindedirler.

Memedeki kistler önemlidir, çünkü:

  1. Hastalarda korkuya sebep olurlar.
  2. Nadir olarak meme kanseri kistler olarak belirti verirler ve bu durum tanıda karışıklık oluşturabilir
  3. Genellikle çift taraflı ve tekrarlama eğilimindedirler, bu yüzden doktor muayenesi gereklidir.

Kist içeriği şeffaftan siyaha kadar değişebilen renklerde olabilir ve sıklıkla kanlı değildir. Kistler büyüdüğü zaman basit bir işlemle içeriği boşaltılabilir. Kist içeriği genellikle 2-10 ml’ dir.  Ancak çok daha fazla miktarlarda da (50 ml gibi) olabilir ve içeriğin miktarının fazla olması kistin kanser yönünde olduğu anlamına gelmez. Kist içeriği kansız ve rutin olarak beklenen kıvamda olduğu ve işlem sonrasında geride bakiye kitle kalmadığında, ileri işlem ve patolojik değerlendirme gerekmeyebilir ve kistin tedavisi de yapılmış olur. Ancak kistlerin aynı memede veya karşı memede tekrarlayabileceği unutulmamalıdır. Kist içeriği kanlı ise değerlendirilmek üzere patoloji laboratuarına gönderilir. Bu hastalarda kanseri ekarte etmek amacıyla biyopsi de uygulanılabilir.

Memede saptanan bir kitlenin iç yapısı hakkında en önemli bilgi kitlenin içinin sıvı ile mi dolu (kist) yoksa hücre ile mi dolu (solid)  olduğunun bilinmesidir.  Bu bilgi en iyi ultrason ile elde edilir. Meme kistlerinin teşhis yöntemi ultrasondur.  İç yapının özelliklerine göre tedavi yöntemi belirlenir.

Memede saptanan kistlerin büyük bir çoğunluğunun tedaviye gereksinimi yoktur. Eğer basit bir kist ise önemsenmez, takip bile gerekmeyebilir. Komplike kist veya yoğun içerikli kist ise 6 ay ara ile 2-3 defa ultrason çekilerek bir değişiklik olup olmadığı takip edilir.

Bazen kist içindeki sıvı düzensiz ve taneler gösterir şekilde ise enjektör ile girilerek kistin sıvısı boşaltılır. Enjektörle çekilen sıvı şüpheli ise patolojiye gönderilerek içindeki hücreler incelenir.

Eğer enjektörle çekilen sıvı kanlı ise mutlaka patolojik inceleme gerekir. Gerektiği durumlarda kistin tümü cerrahi olarak çıkartılarak incelenmelidir.

Basit kist

Kistin çeperi düzgündür. İçindeki sıvı homojen( düzenli aynı yapıda) yapıdadır. Kitlenin damarlanmasında artış yoktur. Basit kist hiçbir zaman kansere dönüşmez, bu nedenle takip edilmesine gerek yoktur.

Komplike kist

Bazen birkaç kist bir araya gelerek üzüm salkımına benzer bir görüntü oluşturur veya bir kist içinde farklı kompartmanlara bölünmüş olarak görülebilir. Bu tip kiste komplike kist denir. Bu grup kistin 6 ay ara ile birkaç defa ultrason takibi önerilmektedir.

Kompleks kist

Bazen kistin duvarından kist içine doğru bir çıkıntı olabilir (intramural protruzyon). Bu durumda mutlaka parça alınarak kanser yönünden araştırılması gerekir.




FARKINDA OL, GEÇ KALMA





WE CARE, WE CAN





0-224-970-0101


İLETİŞİM HATTI

Op. Dr. Ersoy Taşpınar, uzman bir ekip çalışmasıyla her türlü genel cerrahi işlemleri yüksek başarı oranıyla gerçekleştirmektedir.




Copyright by Bursa Web Tasarım 2018. Site içeriğinde bulunan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, bu bilgiler kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi ve tanı koyması yerine geçmez.



Copyright by Bursa Web Tasarım 2018. Site içeriğinde bulunan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, bu bilgiler kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi ve tanı koyması yerine geçmez.